... Nasreddin Hocayı böyle bilmezdik. Bu cümle, ufkumuzda, biz Hocayı böyle istemiyoruzun bir çevirisi olarak belirdi aslında. Karagöz metinlerinde olduğu gibi ayıklanmış, aklanıp paklanmış, bu yoldan yükü atılmış bir corpuste uzlaşılmasıydı amaç; aşırılık fazlalıktı, halk kaynaklı bir bilgeliğin halkı korumak, ola ki kendinde korumak için törpülenmesiydi hedeflenen. Boratavın ulaştığı elyazmalarına şüpheyle bakanlar gördüm, duydum.
Tersine, kök kültürün açığa çıkarılmış bu boyutundan gönenç duymak gerekmez miydi? Yakası açılmadık Carmina Burana şarkılarının, Villonun ağzıbozuk şiirlerinin, Gargantuada patlayan şen bilim dilinin bir karşılığının bu topraklarda da duyulmuş, yayılmış olduğunu öğrenmekten bir gurur payı çıkaramaz mıydık? Olduysa bile, akıl erdirilmesi güç bir suskunluk eşliğinde olmuş olmalı: Boratavın Nasreddin Hocasıyla ilgili, on yıl içinde dişe dokunur bir yorum, bir çözümleme-değerlendirme girişimine rastlamadım.
... Nasreddin Hoca: Zaman zaman ne kadar çağdışı kaldığımızı gösteren çağdaşımız değil midir?
... Boratavın Nasreddin Hocası, kültür birikimimizin bir avuç temel, kaynak metni içindeki yerinden bakıyor: Biz onu görebilecek miyiz, gözgöze duracak yürekliliği gösterebilecek miyiz bu karşılaşmadan kazanımlı çıkıp çıkmamak hala elimizde.
- Enis Batur-