Akif Hasan Kaya, öykülerinde insanı, insanın hallerini sürekli olarak toplumsal bir zemin üzerinde anlatıyor. Ülkemizde ve Ortadoğuda yaşanan acılar, zulümler ve göçler onun öykülerinin başat temaları arasında yer alıyor. Öykülerindeki tematik zenginlik, insani olanı bütün yönleriyle anlatmanın doğal bir sonucu. Onun öyküleri, sürekli olarak gözden kaçırılan sorunları yeniden yeniden gündemimize taşıyor.
Öykülerinde görsel bir dil kullanan Kaya, Ölmüş Oyuncaklar Müzesi'nde öykünün bütün imkanlarını deniyor. Dilin sınırlarına yaslanıyor, yokluyor, onu genişletmenin yollarını arıyor. Dilin ve öykünün dünyası genişledikçe, bu dünya okuru da kendi içine çekiyor.