Bir mezarlığın yanından geçerken içimizi saran bir ürperti duyarız veya uykunun en derin yerinde bu dünyadan
göçüp gidenler rüyalarımıza girmek ister. Adını anınca musallat olmalarından korkup üç harfliler deriz.
Bunların oluş nedenleri farklı zamanlarda farklı biçimlerde yorumlanmış. Osmanlılar, bazen üç harflinin dinine
göre yanıt vermiş, bazen de düzeni bozmayacak önlemler almışlar. Evliya Çelebi’nin anlatılanlarında mezarda
dirilenler obur, Cinânî’de cin veya Bîcan’da cadu adıyla Osmanlı tarihinin aca’ib ve garaib yaratıkları olarak
sosyal hayatın içinde kendilerine yer bulur.
Marinos Sariyannis, Osmanlı dünya görüşünde bu yaratıkların ne anlama geldiğini, dinî teoloji ile halk
inanışlarının kesişimlerini anlatıyor. Devlet aklının, bugün olağanüstü hatta doğaüstü olarak adlandırdığımız
sıradan olayları nasıl gördüğünü zengin kaynaklarla ele alıyor. Böylelikle, dönemin üç harflilere ilişkin
anlatılarından hareketle Osmanlıların dünya görüşünü anlamımız için farklı perspektifler sunuyor.