Pavlus, Hıristiyanlık için çok önemli bir kilometre taşıdır. Güçü Roma İmparatorluğu´nun egemenliği altındaki topraklarda bir avuç İsrail halkına kıyametin yaklaştığını söyleyen, iyiliğe, doğruluğa ve güzel ahlaka çağıran ve Bultmann´ın ifadesiyle eskatolojik bir Yahudi peygamber olan İsa´nın tanrısallaşmasında Pavlus´un rolü oldukça fazladır. İsa´ın yönü İsrail halkına, Tanrı´nın kayıp koyunlarına iken Pavlus´un yönü tüm insanlığıa doğrudur. İsa´nın mesajı ne kadar ulusal ise Pavlus´unki bir o kadar evrensel nitelik taşır. İsa, İsrail halkının peşinde koşarken Pavlus, Gentilelerin peşinde koşar. İstikametin değişmesi beraberinde mesajın kendisinde de değişiklikler meydana getirir. Ancak bu değişikliklere neden olan olay ya da düşünceleri bugün bilmekten oldukça uzağız. İsa´nın yaşamı ne kadar bilinmezliklerin ardında gizlenmişse Pavlus´un nasıl birdenbire attan düşüp bir taşa kafasını vurduğunda kinin, nefretin ve düşmanlığın yerini sevginin aldığı sorusu da sır perdelerinin ardındadır