Yusuf Karali hoca Osmanlıdan Cumhuriyete intikal eden, iki dönemin de zorluklarını ve imkânlarını gören bir nesle mensup. Zekâsı ve çalışkanlığının da yardımıyla iyi yetişmiş. Fakat Birinci Dünya Savaşı şartları, ardından gelen sıkıntılı yıllar, nihayet 1924 yılında medreselerin kapatılması öğrendiklerini öğretme ve mesleğini icra etme imkânlarını elinden almış, statü ve otoritesini geçersiz kılmış, nihayet onu Rizenin sınırlı şartlarına mahkum etmişti. Çokpartili hayata geçişle birlikte dinî hayatta ortaya çıkmaya başlayan normalleşme süreçleri Yusuf Hoca gibi zevatı hem nisbeten rahatlatmış hem de ders okutma imkânlarını hazırlamıştı.
Zorlukların, med ve cezirlerin, ümit ve korkuların, beklenti ve arayışların, muhalefet ve intibakın içinden akıp gelen o neslin hayat hikâyeleri birçok bakımdan öğretici bir mahiyet arzetmektedir. Ayrıca yakın tarihimizin ihmal edilen, bilinmeyen, unutulan hatta belgeleri itibariyle kaybolan kısımlarını tamamlama gibi ciddi bir fonksiyonu da olacaktır.