Hamdi, gireceği beşinci seçimin kendisi için en kolay seçim olacağını düşünüyordu. Destekçileri azdı, kendisine çıkacak oyların az olduğunu seziyordu ancak bu önemli değildi. Yapacağı itiraz sayesinde yeterli oy alamasa bile muhtarlık kendine verilecekti. Hasan'ın muhtarlık hevesi de sönüp gidecekti. O da karşısında kaybeden muhtar adayları koleksiyonu arasındaki yerini alacaktı. Seçim çalışmaları, seçmenlere destek turları bitti, seçim sandığı kuruldu. Seçmenler oy kullanmak için sandıkların yolunu tuttu.
İki taraf da kendinden emin görünüyordu. Hamdi Sandıktan çıkamasam bile itiraz ile muhtarlık benim cebimde. diyordu kendi kendine. Hasan seçmenlerin çoğunun kendisini desteklediğini biliyordu. Kendi kendine; Hamdi, senin bir planın varsa benim de bir planım var, beni şoka uğratmak isterken kendin şoka uğrayacaksın, senin itiraz hakkın varsa benim de taktik hakkım var. Öyle bir şok yaşayacaksın ki itiraz bile edemeyeceksin, bu olmaz, olamaz, nasıl olur diyeceksin, ters köşeye yatacaksın... diyordu. Her iki aday da kendi adlarını ve azalarının adlarını hazırlamışlardı. Hazırladıkları kâğıtları seçmenlere veriyorlardı. Hasan'ın ilk azası kendi ile aynı adı ve soyadı taşıyan Hasan'dı. Ondan sonra da güvendiği başka kişileri sırasıyla aza olarak yazdı.