Ne Rilke´den önce, ne de ondan sonra izlenimin bu dingin ve yüksek gerilimine ulaşılmıştır... O bir gün, ortaçağ dinselliğinden hareketle insanlık ülküsünün ötesinde yeni bir dünya imgesine giden yolda, yalnızca büyük bir ozan değil, eşi bulunmaz bir yol gösterici olacaktır.
- Robert Musil
Rainer Maria Rilke´nin yaşama biçimi şiiri kadar önemlidir. Bu her şeyden önce, bütün yaşayışı şiire adamadır; ozanca yaşama, ozanca var olmadır. Şiiri yazmadan yaşayabilir miyim? sorusunu çok önceden kendine soran Rilke, Hayır, cevabını verdikten sonra hep şiiri için yaşamıştır. Hep şiir için yaşamaksa, hayatla sanat arasında zaman zaman seçim yapmak zorunda kalmaktır, tragedyanın ikilemiyle karşı karşıya olmaktır. İlk gençlik coşkusu dindikten sonra, geçim zorluklarıyla ve günlük yaşayışın öbür sorunlarıyla çepeçevre kuşatıldığında da ozan olarak kalabilen, ozanlığın yüksek bedelini her zaman ödemeyi göze alabilen kaç kişi vardır şiir tarihinde? Rilke´nin amacı, hayatı bütünüyle kavramak; varlığın hiçbir kesimine yabancı kalmamak, en korkunç, en iğrenç hayat durumlarını bile bütün yönleriyle kucaklamak ve türkülemek olmuştur.