Şii düşünce geleneğinde Batıni bir Hz. Fatıma figürü tasarlanmış, böylece tarihi verileri aşacak şekilde ontolojik ve uhrevî bir Hz. Fatıma imajı resmedilmiştir. Bu tasavvur, Hz. Hüseyin'e karşı hissedilen hüzünden beslenerek imamet nazariyesinin kurumsallaşmasına manevi bir katkı sağlamıştır. Öte yandan Hz. Ali ve Hz. Hüseyin'de olduğu üzere yapılan aşırı yorumlar doğrultusunda şefaatçilik ve arabuluculuk gibi uhrevî, şifa vericilik gibi dünyevi tezahürleri ile Hz. Fatıma, Şii gelenekte Hz. Meryem'in karizmasına oldukça benzer biçimde istihdam edilmiştir.
Buna göre Hz. Fatıma ve Hz. Meryem, benzer bir çile ortaklığında değerlendirilmekte, böylece bu analoji, şefaat, şifa ve bereket kaynağı olma, semavî bir varlık olarak dünyaya gelme, ilahi rızıklara muhatap olma ve iffet gibi konularda kendisini göstermektedir. Nihayet Şii düşünce geleneğinde Hz. Fatıma figürü, tarih dışı bir yapıda manevî bir güç kaynağı olarak şekillenirken, Hz. Meryem tasavvurunda olduğu gibi ikonografik bir yapıya bürünmektedir. Böylece Hz. Fatıma, hüküm ve hikmet sahibi bir şefaatçi olarak öne çıkarılmaktadır.