Şii ulemanın otoritesini sağlıklı bir şekilde değerlendirmek için, yaşadıkları dönemdeki siyasi otoritelerle nasıl bir ilişki içerisinde olduklarını çok iyi analiz etmek gerekir. Bu konuda Şii ulemanın Sünni meslektaşlarından farklı davranmaları, imamet ve bununla bağlantılı olarak siyaset anlayışlarındaki farklılıktan kaynaklanmaktadır. Şii ulema, otoritelerinin on ikinci (masum) imama dayanması konusunda hemfikir olmakla birlikte sözkonusu otoritenin mahiyeti konusunda farklı tavırlar ortaya koymuşlardır. Geleneksel Şii anlayışa göre bu otorite sadece dini cepheyle sınırlı kalırken Humeyni, velayet-i fakih anlayışıyla bunu siyaset alanını da kuşatacak şekilde genişletmiştir. Şii ulemanın on ikinci imam adına zekat ve humus gibi dini vergileri toplayıp dağıtma görevini üstlenmeleri onların, siyasi otoriteden bağımsız müstakil bir hiyerarşi olarak ortaya çıkmalarına sebep olmuştur.