T.S. Eliot, Sanatın amacı, alelâde gerçeği inanılabilir bir düzen içinde göstermek, okuyucuya bu düzen duygusunu tattırmak, onun sulh, sükûn içinde kendisiyle barışşık yaşamasını sağlamak ve sonra (?) ilâhî gerçeğe doğru yola çıkarken kendimizden başka hiç kimsenin yardım edemeyeceği bir çizgide terk etmektir diyor. İnsan ilâhî iradenin bir eseridir. İlâhî iradeyle insan arasında, ilâhî iradeden insana bir kelâm köprüsü, bir rahmet akışı vardır (vahiy/davet). Bir de insandan ilâhî iradeye, mutlak gerçeğe bir yöneliş sözkonusudur (dua/ibadet). İnsandan mutlak gerçeğe giden yol üzerinde, ilâhî iradenin kelâm sıfatının bir tecellisi olarak ortaya çıkan eser/söz bir benimseyiş; anlama, anlamlandırma, anlatma ve yakarış içerir. Arayışımız insan-ı kâmil ve onu temsil eden eserdir. Tepkiselliği aslî özelliğinin önüne geçmeyen; arınan, arındıran, kuşatan, kuşattıran, bir insan! Her eser kâinat kitabı gibi bir olgudur. Biz ona, kâinata yaklaşır gibi yaklaşırız. O bizden bir parçadır, biz de ondan bir parçayız. Kendimizi onda, onu kendimizde buluruz