O halde, ey kardeşler! Kendinize gelin ve töve ile Rabbinizin bağışlamasına koşun. Yola koyulun, bu ruhani kafileler ile birlikte Rabbinize dönün. Yakında yol sona erer ve o aleme gidecek arkadaş bulunamaz. Bizler, bu adi-harap dünyayı arıtmak ve pis nefsani işlerden hoşnut olmak için gelmedik. Zira sizin için endişeli bir beklenti içinde olan Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: Üzüntü ve endişem, kıyamete yakın zamanda yaşayacak ümmetim içindir.
Bize indirilen ilim iki çeşittir; zahir ve batın. Yani şeriat ve marifet. Şeriat ile emir zahirimize, marifet ile emir de batınımıza yöneliktir. Böylece ikisinin bir araya gelmesinden hakikat ilmi doğar. O, birbirlerine kavuşup karışabilmeleri çin iki büyük su kütlesini serbest bırakmıştır. (Ama) aralarında aşamayacakları bir engel var (Rahman, 55/19-20) ayetinde ifade edildiği gibi. Yoksa mücerret zahir ile hakikat elde edilemez ve gayeye ulaşılamaz. Kamil ibadet, ikisiyle de olandır, biriyle olan değil. Ben, cinleri ve insanları yalnızca (beni tanımaları ve) bana kulluk etmeleri için yarattım (Zariyat, 51/56) ayetinde belirtildiği gibi. Burada bana kulluk etmeleri için´in anlamı, beni tanımaları için´dir. Onu tanımayan bilmeyen birisi, kendisine nasıl kulluk edecektir!?