Sosyal yapının önemli bir unsurunu oluşturan sosyal norm ve değerler arasında dini normlar ve değerler önemli bir yere sahiptir. Söz konusu normlar tıpkı sosyal normlar gibi toplumsal bir düzenin sağlanması ve toplum bireylerinin belli bir mana etrafında bütünleşmelerini sağlayan vazgeçilmez yapı taşlarıdır. Bu bağlamda onlar toplumdaki diğer değişkenler karşısında hem bağımlı hem de bağımsız değişken görevi görürler. Aynı zamanda sosyal değişmeye paralel olarak bağımlı birer değişken şeklinde kendileri de değişmeye maruz kalırlar. Aynı durum İslami norm ve değerlerin akıbeti için de geçerlidir.
İslami normlar, İslam tarihinde görülen sosyal değişmelere paralel olarak değişime tabi olmuşlardır. Bunu daha İslam'ın ilk dönemlerinde Hz. Ömer'in içtihatlarında, daha sonraları fıkıh usul ilminin ilk kurucusu kabul edilen İmam Şafi'nin Bağdat ve Mısır'daki farklı farklı içtihatlarında gözleyebiliriz. İster değişime maruz kalsınlar isterse değişmez nitelikleriyle karşımızda bulunsunlar dini değerler ve normlar, dinin toplumdaki konumunun derecesine bakılmaksızın inananların gündelik hayatlarını belirleyen norm ve değerler olmaya (esnek de olsa) bu gün de devam etmektedirler.