Günümüzde insanlar yalnızca Allah'a mahsus olan ululuk, şanı yüce olma ve övülme
ayrıcalığını, adeta onun elinden almış ve onun yerine geçmiş gibidir. Bunun arkasında
yatmakta olan ve insanları küçük tanrıcıklar haline getiren güç, özellikle kibirdir. Bütün dinler
tarafından kovulan, dolayısıyla da şeytanın en çok sevdiği günahtır kibir. Günümüzde ise kibir,
narsizm kavramı ile tanınır ve bilinir olmuş, büyüklenmeci ve kendine hayran kendilikler
alabildiğince yaygın hale gelmiştir. Neredeyse bütün ana babalar ve öğretmenler özgüvenli
çocuk yetiştirme adına çocuklara siz aslında mükemmelsiniz mesajını empoze ediyor.
Mükemmel olduklarına göre çaba sarf etmeden başarıyı, güzellik ve eşsizliği hak etmiş
olmaları gerekir. Bu nedenle çevremizde kibir, kendine hayranlık, gösterişçilik, başkalarına
hava atma, büyüklenme ve minnetsizlik kol geziyor. Tevazu ise günümüz insanının gözünde
bir değer olma vasfını çoktan kaybetti, aptallık ve zavallılıkla eşdeğer hale geldi. Çoğu zaman
özgüven maskesi altında gelişen kibir, kendini beğenme, kendini mutlak ve üstün görme gibi
tutum ve eğilimler alçak gönüllülük erdemine sahip kişilerin ortalıktan çekilmesine yol açıyor
ve meydan arz üzerinde kibirle yürüyen yarı tanrıcıklara kalıyor.
Bu yok edici günah ile en üst düzeyde mücadeleyi ise SÛFÎler özellikle de Melamiler
gerçekleştiriyor.
Aslına bakılırsa kibirli, bilinme ve tanınma peşinde koşan narsistler sanıldığı gibi muhteşem
insanlar değildir. Çünkü bir narsist kendisine her zaman aşağılardan, kendi ayaklarının
dibinden bakar. Bu yüzden de kendini devasa ve muhteşem görür. Oysa bir Melami kendisine
yukarılardan, meleklerin baktığı yerden bakar, kendini küçük ve değersiz görür. Melamilerin
tevazu ve yumuşaklık üzere bir iman hayatı sürdürmesinin asıl sebebi bu yücelmişliktir ve o
bunu hep saklar.