Son Halife Abdülmecid Efendi hüzünlü bir yolculuk içinde vatanından sürüldü ama ülkesi aleyhinde tek bir söz söylemedi. Baskı, ıstırap, özlem, yokluklar ve yaşadığı bütün bu olumsuzluklara rağmen geri dönme umudunu hiçbir zaman yitirmedi.
İstanbul'dan gelen dostlarına bir avuç vatan toprağı sipariş etmişti. Beyaz bir bez torba içinde getirilen toprağı başucunda saklıyor, arada bir özlemle derin bir nefes alarak kokluyordu. Abdülmecid Efendi pasaportsuz, yurtsuz kaldı ama yastığının altında sakladığı bayrağını unutmadı...
Şükrü Altın hocamızın romansı bir lezzette yazdığı kitabı okuduğunuzda saklı tarihimizi öğrenerek hayretler içinde kalacaksınız...
Ahmed Günbay Yıldız
Son Halife...
İyi ki yazmış...
Çünkü Son Halife deyince, yine yasaklarla iç içe saklı bir tarih çıkıyordu.
Sanırım yazar, kolay okunması ve akılda kalması için roman üslubunu tercih etmiş, yoksa bu tam anlamıyla araştırmaya dayalı belgesel bir çalışma, roman denilip geçilemeyecek bir eser...
Yüreğinize ve kaleminize sağlık Şükrü Bey...
Yeni çalışmalarınızı artık daha büyük bir sabırsızlıkla bekleyeceğim.
Yavuz Bahadıroğlu
Eski eğitimcilerden Şükrü Altın'ın SÜRGÜNDEKİ SON HALİFE ABDÜLMECİD EFENDİ isimli kitabını dikkatle ve hüzünle okudum.
Son halife Abdülmecid Efendi'ye karşı, Cumhuriyet Hükümeti'nin takındığı tavır, yüreğimi kanattı.
Şükrü Altın, çok dikkat çekici tespitlerde bulunmuş...
Yapılan yeminlere rağmen büyük Osmanlı hanedanına katiyen yakışmayacak bir kabalıkla hareket edildiğini ortaya koymuş. Nitekim Cumhuriyetimizi kuranlar Osmanlı'nın yetiştirdiği paşalardı.
Vefasızlığımıza ve tarih şuurundan kopuşumuza bir kere daha yandım!
Yavuz Bülent Bakiler