Oruç çoğalmaktır. Zamanı ve ânı çoğaltma. Günü kesitlere bölerek, çalışarak, dinlenerek yaşamak...
Oruç, insanın kendi farkına varış olayıdır. Hücrelerine değin kendini bilmenin bir başka adıdır.
Oruç; sakınmadır, korunmadır. Bilerek ve isteyerek yemeden, içmeden kesilmedir. Kendine helâl olanından bile uzak durmadır. Değil ki bir başkasının malına el uzatmak, kendine ait olanına bile dokunamamanın adıdır oruç. Oburluğu, tıkınmayı yenmenin de adı.
Gecenin içinde bir gece olduğu, gecenin içinde bir başka yaşamın var olduğunun bilincidir. İbadet eder gibi yaşamaktır.
Oruç bir aşktır, bir sevgidir, bir bağlanmadır.
Eve gelmeyi bilme, dostu anlama ve anma, konuk olma, konuk ağırlama, yedirmeyi ve yemeyi bilme, aç olmanın ne demek olduğunu bizzat yaşama, insan sevgisi, komşuyu anma, açı görme, toku sevme, zenginliğin anlamını kavrama, fakirliği aşmanın yollarını görerek ve düşünerek öğrenmedir.