Anlaşılan tüketim kültürü ve din ilişkisi diyalektik bir karakter sergilemekte; bir taraftan Luckmanncı anlamda sekülerleşmeyle bağlantılı görünmeyen dine bir yönelimi gündeme getirdiği gibi, bir yandan da dindarlığın görünürlük kazandığı bir sürecin göstergesi olmaktadır.
Tüketim kültürü ve din ilişkisi ekseninde önemli veriler sunan ve sosyolojik analizler yapan ve okuyucusunu modern toplumda dinin yeri ve önemi konusunda düşünmeye sevk eden böyle bir çalışma yapmış olmasından dolayı, İsmail Demirezen'i tebrik eder, kendisinden din sosyoloji alanında çok daha verimli çalışmalar beklediğimi ifade etmek isterim.
-Prof. Dr. M. Ali KİRMAN-