Diller görünüşte çok farklı gibi gözükse de temelde pek çok benzerlik barındırır. Her dilde evrensellik ve bunun karşıtı olarak kendine haslık mevcuttur. Chomskynin ilkeler olarak adlandırdığı dil unsurları, bir dili diğer dillere değişik yönlerden bağlarken; değiştirgenler olarak adlandırdığı dil unsurları ise dilleri yapısal olarak birbirinden ayırır.
Dil biliminde derin yapı ve yüzey yapı olarak adlandırılan dilin iki düzlemi çalışmamızın temelini teşkil etti. Bir dilin ya da dillerin derin yapısını anlamdan veya ortaya koymadan dillerdeki yüzey yapıları anlamak veya analiz etmek çok zordur. Derin yapıdan yüzey yapıya dönüşümle evrilen bir dil, önce lehçelere sonra da dillere ayrılmıştır. Dünya tarihi boyunca bu dönüşümler durmaksızın devam etmiştir. Dönüşümler her dilde eşit oranda geçekleşmediği için ortaya farklı yapılarda binlerce dil çıkmıştır. Örneğin, dillerdeki edilgenleşme süreci dönüşüm sürecinin yoğunluğuna bağlı olarak farklı olmuştur. Bu da edilgenleşme bağlamında dilleri değişik gruplara bölme ihtiyacını doğurmuştur.
Bu çalışmada dillerdeki önemli evrenselliklerden olan edilgen yapılar üzerinde durulmuştur.
Başta Türk dilinin lehçeleri olmak üzere dünya dillerindeki edilgen yapı tipolojisi, modern dilbilimi çerçevesinde ele alınmış ve tipolojik unsurlar örneklerle desteklenmiştir.