Batan bir dünya nizâmının enkazı üzerindeyiz. Yeni bir nizâm, ahlâkta, hukukta, sanatta, dinde ve devlette insanlığa dayanacak yeni temeller bulmak zarureti neslimizin zayıf omuzlarını şiddetle sarsıyor. Bugün milletlerin mesuliyet hissine zere kadar kıymet vermeyen sahipleri, âlimler ve sanatkârlar, eğitim ve siyaset adamları, mahkemelerin ve üniversitelerin en azametli başları, asırlardan beri elde edilmiş pek çok şeyleri, bilerek, bilmeyerek feda ettikten sonra, çehrelerini her yerde bir perde arkasında saklamak lüzumunu duyuyorlar. Halkın huzuruna, ancak perdenin önünde bizi hayran eden, alkışlara lâyık güzel bir yüzle çıkıyorlar. Hele bir kere perdeyi sıyırın; arkasından çıkacak korkunç çehre, onların hakiki çehreleridir. Bu yüzden en az yarım asırdan beri durmadan işledikleri cinayetlerin ıstırabiyle gözleri dopdolu görünüyor. Lâkin, tövbeye tahammülleri kalmamış. Bu karanlık ve meş´um yolda yürümek kararından hiçbir şey feda etmemişe benziyorlar. Hepsinin de çaresizliği belli, fakat hırslarını yenemiyorlar.