Yıllarca sömürünün burçlarında gezinen alçaklarla hesabını bir an önce görmek istiyordu. Artık acaba diye başlayan soruların ardı arkasının kesilmeyeceğini biliyordu. O anda anlıyordu ki soruların hiç bitmeyecek sarsıntılarında yürüyordu. Arkasından söylenecekleri düşündü. Belki de hiç kimse bu cinayeti neden işlediğini bilemeyecek, bir anlam veremeyecekti. Bundan sonrasında tek bildiği nemli ve güneşsiz bir mağaranın ağzından içeriye sızan ışıkla derin bir uykudan uyanmış bir hastanın heyecanına kapıldığıydı. Güneşin alnına vurduğu sıcaklıkla birkaç damlanın burnunun üzerine doğru yol alışlarının farkına varabilmişti.