İslâm felsefesinin mahiyet ve muhtevasını doğru bir şekilde anlayıp düşünce tarihi içinde işgal ettiği yeri nesnel ölçütlerle tespit etmenin en verimli yollarından birisi, bu felsefî geleneğin kilit kavramları hakkında mukayeseli çalışmalar yapmaktır. Ancak bu mukayese denemelerinin sağlıklı sonuç vermesi için özgünlük-taklit ikileminin baskısından kurtulmak gerekmektedir. Gerek İslâm felsefesinin kendi içindeki farklı yaklaşımlar ve gerekse felsefî gelenekle İslâm düşüncesinin diğer boyutları (özellikle kelâm, tasavvuf ve usûl-i fıkıh) arasında kavramsal düzeyde yapılacak mukayeseli çalışmaların, sadece İslâm felsefesi geleneğini değil, bir bütün olarak İslâm düşüncesini doğru bir şekilde anlamamız yolunda bize geniş imkânlar sunacağı muhakkaktır.
Bir kavramın tarihini yazmayı hedefleyen bu çalışmanın hareket noktasını da yukarıda ifade edilen mukayese ihtiyacı oluşturmaktadır. Genellikle zorunluluk ve zorunlu varlık kavramları çerçevesinde ele alınan İslâm filozoflarının varlık tasavvurları, bu çalışmada, Tanrı dışındaki her şeyin en temel vasfı durumundaki imkân kavramı merkeze alınarak incelenmiştir. Felsefî terminolojiye Aristoteles tarafından kazandırılan ve İbn Sînâya gelinceye kadar bir mantık terimi olma vasfı ağır basan imkân, İbn Sînâ tarafından sudûrdan hudûsa, varlık-mahiyet ayırımından birlik-çokluk ikilemine, kötülükten bilkuvveliğe kadar metafiziğin/ontolojinin en temel kavramlarıyla yakından ilişkili ve onları doğru bir şekilde anlayabilmemiz için kilit role sahip bir kavram haline getirilmiştir. Bu çalışmanın amacı da Antik-Helenistik dünyadan İslâm medeniyetine intikal eden imkân tasavvurunun izlerini takip ederek imkânın İbn Sînâ felsefesinde metafizik bir kavrama dönüşüm aşamalarını tespit etmekten ibarettir. Bu hedefi gerçekleştirebilmek için kronoloji temelli bir tahlil yöntemi esas alınmış ve incelenen filozofların imkân kavramına dair görüşleri hem kendi felsefî sistemlerinde işgal ettiği yer hem de diğer filozofların sistemleriyle ilişkisi açısından değerlendirilmiştir.
2008 yılında İstanbul Üniversitesinde tamamladığım İslâm Felsefesinde Metafizik Bir Problem Olarak İmkân başlıklı doktora tezinin gözden geçirilmiş şekli olan bu çalışmanın hazırlanış sürecinde pek çok kimseden yardım ve destek gördüm. Yoğun programına rağmen bu çalışmanın her aşamasında yardım, katkı ve yapıcı eleştirileriyle bana yol gösteren, çalışmanın müsveddelerini büyük bir titizlikle okuyup düşüncelerini benimle paylaşan, tezin kitap olarak yayınlanması konusunda beni sürekli teşvik eden danışman hocam Ömer Mahir Alpere müteşekkirim. Tez jürisinde yer alarak kıymetli tenkit ve tekliflerini benimle paylaşan Kasım Turhan, İlhan Kutluer, Cafer Sadık Yaran ve Reşat Öngörene; bu çalışmanın şekillenip olgunlaşmasında ufuk açıcı görüş ve değerlendirmelerinden çokça istifade ettiğim Dimitri Gutas, Frank Griffel, Jon McGinnis, İlyas Çelebi, M. Sait Özervarlı, Ömer Türker ve İbrahim Halil Üçere teşekkürü bir borç bilirim.
Bu çalışmanın çeşitli safhalarında maddî ve ilmî desteklerini esirgemeyen Bilim ve Sanat Vakfı, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Araştırmaları Merkezi ve İlim Yayma Vakfı yöneticilerine müteşekkirim. Ulaşamadığım kaynakların temini konusunda yardımlarına başvurduğum Yunus Uğur, Nurullah Ardıç, Osman Sacid Arı, Bilal Orfali, M. Macit Karagözoğlu, Hümeyra Karagözoğlu ve Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Araştırmaları Merkezi Kütüphane ve Dökümantasyon Servisi çalışanlarına; yayın konusunda gösterdikleri ilgi ve destek için Mustafa Demirayın şahsında Klasik Yayınları yöneticilerine şükran borçluyum.
İlim yolundaki en büyük destekçim, muallim-i evvelim ve numûne-i imtisâlim kıymetli babama ve bu yolculukta bugüne kadar sağ salim ve başarıyla ilerleyebilmem için elinden gelen maddî-manevî tüm gayreti gösteren sevgili anneme olan minnettarlığımı ifade edebilecek kelime bulmam imkânsız. Onların desteği ve hayır duaları olmasaydı, bugünlere ulaşmam mümkün olmazdı. İlimle tanışmama vesile olan ve çalışmalarım konusunda yardımını hiçbir zaman esirgemeyen sevgili ağabeyime medyûn-ı şükranım. Son olarak engin sabır ve hoşgörüsüyle her dâim yanımda olan huzur ve mutluluk kaynağıma müteşekkirim.
Şüphesiz en doğrusunu Allah bilir.
Gayret bizden, başarı Allahtan