Hukukçu Ahmet Muhtar Nasuhoğlu´nun 1886-1954 edebi ve zevkli bir üslupla kaleme aldığı hatıraları birçok bakımdan önemli. Her şeyden önce XIX. asrın son çeyreğinde bir hanım sultanın, II. Mahmud´un kızı Adile Sultan´ın sarayını anlatması itibariyle ender bir metin. Yazarın babası sarayın imamı ve hocası. Bu yüzden çocukluğu orada geçiyor. Mahalle mektebinden başlayarak Hukuk mektebi´ni bitirinciye kadar tahsil dönemlerini nerede ise bir eğitim tarihçisi titizliğiyle ve zengin anekdotlarla anlatması bir başka mühim özelliği. Yaklaşık bir asır önce İstanbul mahalleriden birinde, Fındıklı´da gündelik hayatın bütün renkleri, kokuları, problemleri ve tatları bu kitapta, sokak, insan unsuru, esnaf, evler, bahçeler, sebze ve meyveler, mevsimler, sel, yeme içme alışkanlıkları, sözlü kültür, oyunlar eğlenceler, kahve, sünnet merasimi, Ramazan, tarmvay, tedavi teknikleri, tekke, inanışlar, kabadayılar, balıklar, cami, deniz..
Nasuhoğlu meslekten biri olarak hukuk eğitimi, kanun fikri, mevzuat, adaletin icrası ve mahkemeler gibi başlıklar etrafında Türkiye´nin önemli bir alanını, hukuk ve adalet hayatını arayışlar, yaşanmış hadisler, tartışmalar ve müşahedeler eşliğinde teşrih masasına yatırıyor.