Hurafelerin halkımız arasında yayılmasında sebepler bulunmakla beraber en başta gelen ana sebep, manevi eğitimin yetersizliği, islam esaslarının iyi bilinmemesidir.
Hiç kuşkusuz gerçeğin bilinmediği ve yeterli önlemlerin alınmadığı bir ortamda sahtenin, yalanın, yanlışın ve safsatanın hakim olduğu sosyal bir gerçektir. Nitekim bu durumu iyi bilen bazı iç ve dış mihraklar, onların güdümündeki çıkarcılar, değişik yöntemlerle üretip geliştirdikleri bir sürü hurafeyi, bir çok yanlış adeti halka benimsetmeyi başarmışlardır. İslam'ın mantık ve gönül doyurucu emirlerini, yasaklarını görmezlikten gelmişlerdir. Zira bunda pek çok maddi ve manevi menfaatleri bulunmaktadır.
Bu münafık çıkarcılar, islam dinini iyi bilen, okuyan araştıran kimselere tesir edemmekte beraber, cahil halkı ve islam'ı tanımaktan korkan bazı aydınları(!) ağlarına düşürmektedirler. Maalesef bazıları da islam'ı sadece bu hurafe adetlerden ibaret zannetmektedirler.
Oysa islam, tüm batıl ve müşrik düşüncelerin karşısında olan bir dindir.
İslam; inançta Allah'ı birleyici, davranışta insanları bileştiricidir.
İslam; soyut bir şekil değil, tatbiki bir teşekküldür.
Müslümanların başına gelen felaketler dinlerinden değil, dinlerini öğrenmeyi ihmal etmelerindendir. Dini, bazı çıkarcıların, bağnazların, okuduğunu anlamayan cahillerin ve çağın yeniliklerini izlemeyen dar kafalıların elinden kurtaramayışlarındandır.