Yerli Yerinde, insana dokunma, insan hikâyesine açılma, insanı hayretle seyretmenin izi. İnsana olanlar, hayatın insana ettikleri. İnsanın hayata cevabı, tepkisi, sözü. Müthiş bir denklemin ortaya serdiği manalı dünya. Sır, esrar. Zenginlik. Çeşitlilik. İnsanın ancak hayretli, muhabbetli, iştiyaklı bakışla anlaşılabileceğinin ifadesi.
Bir öze işaret etme derdi. Yerli yerinde olmanın, yerinde ve zamanında tavır almanın, yerini yurdunu, ocağını evini koruyup kollamanın sahiciliğine bir davet. Yerli yerinde olanın düzgün ve güzel olduğuna ilişkin bir öngörü. Aksi durumda bir bozulma, kaos, çözülme. Yerini bilmek, sınırlarını bilmek, kendini bilmek. Yerine göre davranmak, yerine göre söylemek. Abartmadan, cahillik etmeden, kibirlenmeden. Kopmadan hayattan, uzaklaşmadan insandan. İçten, yalın, sahici, samimi dokunuşlar. Bunu arzular Yerli Yerinde, bunu söyler.