Makedonya kralı iskender, Dara'yı yendikten sonra doğuda ilerlemektedir. Dara'nın kızı Rukzan hüviyetini gizleyerek Pencap hükümdarı Eşber'in sarayına sığınır. Eşber'in kızkardeşi Sumru, İskender'i görmeden ona aşık olmuştur. Gizlice buluşan ve sevişen Sumru ile İskender arasında gidip gelirken Rukzan da İskender'i sever. İskender Sumru'nun bütün ricalarına rağmen Pencap ülkesine yürür. Sumru sevgilisine söz geçiremeyince ağabeyini bu savaştan vazgeçirmek ister. Ancak Eşber halkına karşı sorumlu olduğunu bilir. Savaşır ve bir hain saydığı Sumru'yu öldürür. Bu haber İskender'e ulaşınca kral kendisine engel olmak isteyen Rukzan'ı atıyla çiğneyerek geçer. Pencap düşer, Eşber zincire vurulur. Eşber'in kahramanlığına hayran kalan İskender onu serbest bırakır ve kılıcını geri verir. Kılıcını alan Eşber intihar eder. Etrafı Eşber'in, Sumru'nun ve Rukzan'ın cesetleriyle çevrili olan İskender, bunun manasını hocası Aristo'ya sorar. Eser Aristo'nun cevabı ile biter:
- Zafer yahut hiç!