Zen ve Tasavvuf Işığında Kendini Bilmenin Yolu, insanın en öncelikli ve birincil varoluş sorununu ve bu çerçevede kadim önerinin değerini gündeme getirmeyi amaç edinmiştir. İnsanoğlunun karşı karşıya bulunduğu en temel insani/varoluşsal/filozofik sorun, varlığına ya da varlığa anlam bulma, onu anlamlandırma sorunudur. Bu bağlamda, insanlık tarihi sürecinde bu temel soruna yanıt ve çözüm arama çerçevesinde üzerinde yoğunlaşılmış ve büyük oranda uzlaşmaya varılmış ya da ulaşılan benzer sonuç görünümündeki bir yöntem olarak, ´kendini bilme´ kadim yönteminden söz edilebilir. Buna göre; varlığın anlamına, insanın varlığını anlamlandırmasına ya da gerçek varlığa ancak yine insanın kendini bilmesi yoluyla ulaşmak mümkün olabilir. İnsanın kendini bilmesi böylece bir yol, bir yöntem olduğu gibi; aslında aynı zamanda ulaşılacak amaç ve sonuçla da ilintili görünmektedir. Bir başka anlatımla insan, varlığı anlamlandırmak için kendini bilmek zorundadır ve aynı zamanda, insan, kendini bildiğinde ya da kendini bilmekle birlikte varlığın anlamını, gerçek varlığı da bilmiş olmaktadır. ´Kendini bilme´ kavramı bir çözüm yolu olarak kuşkusuz tüm insanlık tarihindeki aydınlanma süreçlerinde kendini göstermiş olmakla birlikte; bu çalışmada baskın olarak tasavvuf ve zen bilgelerinin bu bağlamdaki yaklaşımları ortaya konmaya çalışılmaktadır. Tüm insanlık tarihi boyunca temel olarak değinilen ´kendini bilme´ çözümünün içeriğini ve anlaşılma ayrıntılarını, tasavvuf ve zen bilgeleri büyük bir ustalıkla günlük yaşam ve yaklaşımlarında ortaya koymaya büyük önem vermişlerdir. Dahası, sufilerin direkt ve temel kabul olarak vurgu yaptıkları ´kendini bilme´ kavramının anlamını, içeriğinin uygulamaya ilişkin ayrıntılarını zen ustaları büyük bir titizlik ve başarıyla ortaya koymuş ve insanlığın algılamasına sunmuşlardır.